1- Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Allah mahlukatı yarattığında kendi eliyle kendisi hakkında şöyle yazmıştır: “Rahmetim gazabıma galiptir.” ».
7- Ebû Musa el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Gerçekten Allah, Adem'i yeryüzünün tamamından aldığı bir avuç topraktan yarattı. Sonra Adem'in çocukları yeryüzüne göre türedi. Aralarında kırmızı, beyaz ve siyah olanlar vardı; aralarında kolay olanlar ve sert olanlar, kötü olanlar ve iyi olanlar vardı; aralarında da kötü olanlar vardı. ».
18- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Şeytan sizden birinize gelir ve der ki: "Falanı kim yarattı? Şunu kim yarattı?" Ta ki: "Rabbini kim yarattı?" deyince, artık Allah'a sığınsın ve vazgeçsin. ».
89- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayetle, Resûlullah (s.a.v.)'den rivayetle: Allah Teala şöyle buyurmuştur: "Kulum bir iyilik yapmaya niyet eder de yapmazsa, onu kendisine bir iyilik olarak yazarım. Eğer yaparsa, on katından yedi yüz katına kadar yazarım. Eğer bir kötülük yapmaya niyet eder de yapmazsa, onu ona bir kötülük olarak yazmam. Eğer yaparsa, onu bir kötülük olarak yazarım." ».
189- Übeyy İbnu Ka’b radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Peygamberler arasında benim örneğim, bir ev inşa eden, onu güzel, mükemmel ve kusursuz yapan, ancak bir tuğlanın durduğu yeri boş bırakan bir adama benzer. İnsanlar binanın etrafında dolaşıp, hayranlıkla, "Keşke şu tuğlanın yeri tamamlansaydı!" dediler. Ama ben, peygamberler arasında, o tuğlanın yerindeyim. ».
192- Ömer b. el-Hattab (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu işittim: Bana iltifat etme [1] Hıristiyanlar Meryem oğlunu övdükleri gibi, ben de ancak onun kuluyum. De ki: Allah'ın kulu ve elçisiyim. ».
200- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: "Ey Allah'ın Resûlü! Allah'a müşriklere dua et." denildi. O şöyle buyurdu: Ben lanetleyici olarak gönderilmedim, bilakis rahmet olarak gönderildim. ».
[1] Beni övüyorsun
318- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların emin olduğu kimsedir; mümin ise insanların kanına ve malına güvendiği kimsedir. ».
322- Abdullah bin Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Bir kul, mümin olduğu halde zina etmez, mümin olduğu halde şarap içmez, mümin olduğu halde hırsızlık yapmaz, mümin olduğu halde adam öldürmez. ».
323- Abdullah bin Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: İnsanlara karışıp eziyetlerine sabreden müminin mükafatı, insanlara karışmayıp eziyetlerine sabretmeyen müminin mükafatından daha büyüktür. ».
334- Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den (s.a.v.) rivayetle: Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder. ».
346- Hasan'dan, o da Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle; Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Bu sözlerimi kim uygulayacak, uygulayacak olanlara kim öğretecek? Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: “Ben, ‘Ey Allah’ın Resûlü’ dedim. Elimi tuttu, beşe saydı ve şöyle buyurdu: Haramlardan sakın ki, insanların en takvalısı olasın. Allah'ın sana nasip ettiğine razı ol ki, insanların en zengini olasın. Komşuna iyilik yap ki, mümin olasın. Kendin için sevdiğini insanlar için de sev ki, Müslüman olasın. Çok gülme, çünkü çok gülmek kalbi öldürür. ».
353- Abdullah bin Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle buyurduğunu işittim: Hepiniz birer çobansınız ve her biriniz sürüsünden sorumlusunuz. Yönetici bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetçi efendisinin malının çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Erkek babasının malının çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Ve her biriniz birer çobansınız ve sürüsünden sorumlusunuz. ».
854- Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Bir dirhem yüz bin dirhemden önce gelir Dediler ki: Nasıl? Dedi ki: Bir adamın iki dirhemi vardı ve bunlardan birini sadaka olarak verdi. Bir adam [1] Parasından yüz bin dirhem ayırıp sadaka olarak verdi. ».
866- Tarık el-Muharibi (radıyallahu anh) anlatıyor: Medine'ye geldiğimizde Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) minberde durmuş, halka hitap ediyordu. Veren kişinin eli en yücedir, bu yüzden desteklediklerinizden başlayın: anneniz, babanız, kız kardeşiniz, erkek kardeşiniz, sonra en yakınınız, en yakınınız ».
892- Abdullah İbnu Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Muaz İbnu Cebel'i Yemen'e gönderdiğinde ona şöyle buyurdu: Sen, ehl-i kitaptan bir kavme varacaksın. Yanlarına vardığında, Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şehadet etmeleri için onları çağır. Eğer sana bu hususta itaat ederlerse, Allah'ın kendilerine her gün ve gecede beş vakit namazı farz kıldığını bildir. Eğer sana bu hususta itaat ederlerse, Allah'ın onlara, zenginlerinden alınıp fakirlerine verilmesini farz kıldığını bildir. Eğer sana bu hususta itaat ederlerse, o zaman şerefli kimselerden sakın. [2] Mallarına ve mazlumların duasına karşı dikkatli olun. Zira onunla Allah arasında perde yoktur. ».
[1] Taraf: bir şeyin tarafı veya yönü
[2] Kara'im: Paranın en iyisi ve en güzeli olan karimah'ın çoğulu
906- Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: "Yoksulları seviniz. Zira ben Resûlullah (s.a.v.)'in duasında şöyle buyurduğunu işittim: Allah'ım, beni fakir yaşat, beni fakir öldür ve beni müşriklerin arasına kat. [1] Fakirler ».
907- Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim: Sizden birinin sabahleyin çıkıp sırtına odun toplaması, sadaka vermesi ve insanlardan bağımsız olması, kendisine bir şey veren veya vermeyen birinden istemesinden daha hayırlıdır. Üstteki el, alttaki elden iyidir. Önce bakımınız altındakilerden başlayın. ».
915- Abdullah bin Mesud (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kim, kendisine yetecek kadar bir şey istediği halde insanlardan bir şey isterse, kıyamet günü, bu isteğinden dolayı yüzünde çizikler olduğu halde gelir. [2] Veya çizikler [3] Ya da çok çalışan biri [4] Denildi ki: Ey Allah'ın Resulü, bu ona ne fayda verir? O şöyle buyurdu: Elli dirhem veya altın cinsinden değeri ».
[1] grup: grup
[2] çizikler
[3] Scratches: yara anlamına gelen scratch kelimesinin çoğulu
[4] Kudooh: çizik izleri
1094- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Birbirinize haset etmeyin, birbirinizi geçmeyin, birbirinize buğz etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, birbirinizi kırmayın. Bilakis, Allah'a kul olun, kardeş olun. Müslüman, Müslümanın kardeşidir; ona zulmetmez, onu terk etmez, onu hor görmez. Takva işte budur. - Üç kere göğsünü işaret ediyor. Müslüman kardeşini hor görmesi, bir insana yeter de artar bile. Bir Müslümanın her şeyi diğer bir Müslüman için kutsaldır: Kanı, malı ve namusu. ».
1098- Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Kim Allah'a sığınırsa ona sığın. Kim Allah adına isterse ona sığın. Kim seni davet ederse ona sığın. Kim sana bir iyilik yaparsa ona mükafat ver. Eğer ona mükafat verecek bir şey bulamazsan, onu mükafatlandırdığını hissedinceye kadar dua et. ».
1099- Ebû Ümâme radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Ben banliyödeki bir evde liderim [1] Cennet, haklı da olsa tartışmayı terk eden kimse içindir. Cennetin ortasındaki bir ev, şaka da olsa yalanı terk eden kimse içindir. Cennetin en yüksek yerindeki bir ev ise ahlâkını düzelten kimse içindir. ».
1100- Numan İbnu Beşir (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Müminlerin birbirlerine olan sevgi, merhamet ve şefkatleri tıpkı bir vücudun misali gibidir: Vücudun bir uzvu hastalandığında, diğer uzuvları uykusuzluk ve ateşle ona cevap verir. ».
1104- Enes bin Malik (r.a.)'den rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den rivayetle: Sizden hiçbiri kendisi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe gerçek imana sahip olamaz. ».
1105 - El-Mikdam bin Ma'dikerib'den (r.a.) rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den (s.a.v.) rivayetle: Bir adam kardeşini seviyorsa, ona sevdiğini söylesin. ».
1108- Abdullah İbnu Amr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a: "Müslümanların hangisi daha hayırlıdır?" diye sordu. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Müslümanların dilinden ve elinden emin olduğu kimse. ».
1109- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Müminin mümine karşı altı görevi vardır: Hastalandığında onu ziyaret eder, öldüğünde yanında bulunur, dua ettiğinde ona icabet eder, karşılaştığında ona selâm verir, hapşırdığında “Allah sana rahmet etsin” der, yanında veya gıyabında ona nasihat eder. ».
1111- Ebû Zer el-Gıfârî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Kardeşinin yüzüne tebessüm etmen sadakadır, iyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır, dalalet yurdunda bir adamı doğru yola iletmen sadakadır, gözü bozuk bir adama bakman sadakadır, yoldan bir taş, diken veya kemik kaldırman sadakadır, kovanı kardeşinin kovasına boşaltman sadakadır. ».
1114- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Sizi, yaptığınızda birbirinizi sevmenize vesile olacak bir şeye yönlendireyim mi? Aranızda barışı yaygınlaştırın. ».
1117- Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Barışı yaygınlaştırın, yoksulları doyurun ve Yüce Allah'ın size emrettiği gibi kardeş olun. ».
1119- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Binici yayayı, yaya oturanı, azınlık da çoğunluğu selamlar. ».
1135- Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: İşçinin ücretini teri kurumadan verin. ».
1136- Abdullah bin Mesud (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Eğer üç kişi iseniz, ikiniz baş başayken birbirinizle fısıldaşıp, halkın arasına karışmayasınız; yoksa bu onu üzer. ».
1139- Hz. Aişe (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Ey Aişe: İnsanların en şerlileri, dillerini kötülemekle şereflenen kimselerdir. ».
1140 - Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) oturmakta olan bir topluluğun önüne kalktı ve şöyle dedi: Size iyilerinizi ve kötülerinizi haber vereyim mi? Dedi ki: Bunun üzerine sustular. Bunu üç defa tekrarladı. Bir adam: Evet, ey Allah'ın Resulü, bize iyilerimizi kötülerimizden haber ver, dedi. Dedi ki: Sizin en hayırlınız, kendisinden hayır umulan ve kötülüğünden emin olunan kimsedir. En şerliniz ise kendisinden hayır umulan ve kötülüğünden emin olunmayan kimsedir. ».
1142- Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: İnsanların en kötüsü, kimine ayrı, kimine ayrı yüzle gelen iki yüzlü kimsedir. ».
1143- Ammar ibn Yasir (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Dünyada iki yüzü olanın kıyamet günü ateşten iki dili olacaktır. ».
1149- Abdurrahman bin Ebî Leyla'dan rivayet edildiğine göre: Muhammed'in (s.a.v.) ashabı bize, Peygamber (s.a.v.) ile birlikte yürüyorlardı ve içlerinden biri uyuyakaldı. İçlerinden biri, yanında bulunan bir ipe uzanıp onu yakaladı ve irkildi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Bir Müslümanın diğer bir Müslümanı korkutması helal değildir. ».
1150 - Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Ebû'l-Kâsım (r.a.) şöyle demiştir: Kim kardeşine demir bir cisim doğrultursa, melekler ona lanet ederler. Hatta bu, onun anne ve babasından olan kardeşi bile olsa. ».
1158- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den rivayetle: Bu dünyada hiçbir kul bir başka kulu örtmez ki, Allah da kıyamet günü onu örtmesin. ».
1162- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kim bir ihtiyaç sahibine kolaylık sağlarsa, Allah da ona dünya ve ahirette kolaylık sağlar. ».
1165 - Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kim bir mü'minin dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da kıyamet günü onun sıkıntılarından birini giderir. Kim darda kalanın işini kolaylaştırırsa, Allah da onun dünya ve ahirette işini kolaylaştırır. Kim bir Müslümanı örterse, Allah da onun dünya ve ahirette işini örter. Kul, kardeşinin yanında olduğu sürece Allah da onunla beraberdir. Kim ilim öğrenmek için bir yola girerse, Allah da ona kolaylık gösterir. Cennete giden bir yoldur. Allah'ın evlerinden birinde Allah'ın kitabını okuyan ve aralarında onu müzakere eden bir topluluk mutlaka üzerlerine huzur iner, kendilerini rahmet kaplar, melekler onları kuşatır ve Allah da onları kendi katındakiler arasında anar. Kimin ameli onu geciktirirse, artık onun soyu onu hızlandırmaz. ».
1168 - Cabir ibn Abdullah ve Ebû Talha ibn Sehl el-Ensârî'den rivayetle: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Bir Müslümanı, şerefinin çiğnendiği ve ırzının zedelendiği bir durumda yalnız bırakan hiçbir kimse yoktur ki, Allah da onu, kendisine yardım etmek istediği bir durumda yalnız bırakmasın. Bir Müslümanı, şerefinin çiğnendiği ve ırzının zedelendiği bir durumda yalnız bırakan hiçbir kimse yoktur ki, Allah da ona yardım etmek istediği bir durumda yalnız bırakmasın. ».
1170 - Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Dul ve yoksulların ihtiyaçlarını gideren kimse, Allah yolunda cihad eden veya geceleri namaz kılıp gündüzleri oruç tutan kimse gibidir. ».
1171- Sehl İbnu Sa'd (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Ben ve yetimin himayesine giren kişi cennette böyle olacağız. İşaret ve orta parmaklarını hafifçe ayırarak işaret etti.
1172- Enes bin Malik (r.a.) anlatıyor: Yaşlı bir adam Peygamber (s.a.v.)'i görmek için geldi. Fakat halk ona yer açmakta gecikince Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir. ».
1173- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kişinin güzel İslam'ından bir tanesi de kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesidir. ».
[1] Rabad: Cennet ve çevresi
1194- Ebû Şureyh el-Adevi'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resûlullah (s.a.v.) konuşurken kulaklarım işitti ve gözlerim gördü: Allah'a ve ahiret gününe iman eden komşusuna ikram etsin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikram etsin. Dedi ki: Ey Allah'ın Resulü, onun mükafatı nedir? Dedi ki: Bir gün ve bir gece, misafirlik üç gündür, bundan sonra gelenler onun için birer sadakadır. Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin ya da sussun. ».
1198- Ebû Musa el-Eş’arî radıyallahu anh’den, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den rivayet edildiğine göre; O şöyle buyurmuştur: İyi arkadaşla kötü arkadaşın örneği, misk satan bir satıcı ile bir demircinin örneği gibidir. Misk satan kişi ya sana bir miktar verir. [1]Ya ondan alışveriş yaparsın, ya da ondan hoş bir koku duyarsın. Körükçüye gelince, ya elbiseni yakar ya da ondan kötü bir koku duyarsın. ».
[1] O sana verir: O sana verir
1202- Enes bin Malik (radıyallahu anh) şöyle dedi: Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in hanımlarının evlerine üç adam geldi ve Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ibadetlerini sordular. Kendilerine bu durum bildirildiğinde, bunu önemsiz gördüler. "Geçmiş ve gelecek günahları bağışlanmışken, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanında biz neredeyiz?" dediler. İçlerinden biri, "Ben, sonsuza dek gece boyunca ibadet edeceğim." dedi. Bir diğeri, "Sürekli oruç tutacağım ve hiç iftar etmeyeceğim." dedi. Bir diğeri, "Kadınlardan uzak duracağım ve asla evlenmeyeceğim." dedi. Sonra Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) geldi ve şöyle buyurdu: Siz böyle mi dediniz? Vallahi ben Allah'tan en çok korkanım ve O'na karşı en çok takva sahibiyim. Yine de oruç tutuyorum, iftar ediyorum, namaz kılıyorum, uyuyorum ve kadınlarla evleniyorum. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir. ».
1207- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den rivayetle: Bir kadın dört sebepten dolayı evlenir: Malı, soyu, güzelliği ve dini. Öyleyse dindar olanla evlenin, eliniz bereketli olsun. ».
1208- Abdullah İbnu Amr radıyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Dünya bir zevktir, dünyanın en güzel zevki de saliha kadındır. ».
1213- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Ahlakından ve dininden memnun olduğunuz biri size gelirse, onunla evlenin. Aksi takdirde yeryüzünde fitne ve yaygın bir bozgunculuk çıkar. ».
1228- Sehl İbnu Sa'd (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) bir adama şöyle buyurmuştur: Evlen, demir yüzükle bile olsa. ».
1234- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kadınlara iyi davranın. Çünkü onlar bir kaburga kemiğinden yaratılmışlardır. Kaburganın en eğri yeri üst kısmıdır. Onu düzeltmeye çalışırsanız kırarsınız. Kendi haline bırakırsanız eğri kalır. Öyleyse kadınlara iyi davranın. ».
1238 - Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Mü'minlerin imanca en mükemmeli, ahlâkı en güzel olanıdır. En hayırlılarınız da kadınlarına karşı ahlâkı en güzel olanlardır. ».
1250- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Bir adam karısını yatağına çağırırsa ve karısı bunu kabul etmezse ve adam karısına küs olarak geceyi geçirirse, melekler sabaha kadar karısına lanet ederler. ».
1259- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Allah yolunda harcadığın bir dinar, bir köleyi azat etmek için harcadığın bir dinar, bir fakire tasadduk ettiğin bir dinar ve ailene harcadığın bir dinar... Bunlardan sevabı en büyük olanı, ailene harcadığındır. ».
1302- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.), Hasan b. Ali'yi, yanında Akra' b. Habis et-Temîmî otururken öptü. Akra' şöyle dedi: Benim on çocuğum var, onlardan hiçbirini öpmedim. Resûlullah (s.a.v.) ona baktı ve şöyle buyurdu: Merhamet etmeyene merhamet edilmez ».
1303- Ukbe bin Âmir (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu işittim: Kimin üç kızı olur da onlara sabreder, onları kendi malından yedirir, içirir ve giydirirse, o üç kız çocuğu kıyamet günü onun için ateşten bir perde olurlar. ».
1312- Cabir bin Abdullah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Nitekim Şeytan tahtını suyun üzerine kurar, sonra askerlerini gönderir. Ona makamca en yakın olan, en büyük fitneye sebep olandır. İçlerinden biri gelir ve "Şunu yaptım" der. O da "Hiçbir şey yapmadın" der. Sonra içlerinden biri gelir ve "Karısından ayırıncaya kadar onu yalnız bırakmadım" der. Onu yanına çeker ve "Sen mükemmelsin" der. ».
1428 - Cabir bin Abdullah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Hiçbir Müslüman yoktur ki, bir ağaç diksin ki, ondan yenilen her şey onun için sadaka olmasın. Ondan çalınan her şey onun için sadaka olmasın. Yabani bir hayvanın yediği her şey onun için sadaka olmasın. Kuşun yediği her şey onun için sadaka olmasın. Ve ona hiçbir musibet isabet etmez. [1] Hiçbir kimse yoktur ki onun bir sadakası olsun ».
[1] Yarza'uhu: Ondan alır ve onu azaltır
1435 - Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Sana emanet edenlerin emanetini yerine getir, sana ihanet edenlere sen ihanet etme. ».
1473- Şeddad bin Evs (r.a.)'den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Resûlullah (s.a.v.)'den iki şey ezberledim. O şöyle demiştir: Şüphesiz Allah her şeyde güzel olanı farz kılmıştır. Öyleyse öldürdüğünüz zaman güzel öldürün, kestiğiniz zaman da güzel kesin. Her biriniz bıçağını bilesin ve kestiği hayvanı rahat etsin. ».
1526- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu işittim: Allah gökleri ve yeri yaratmadan elli bin yıl önce kaderleri belirlemiştir. ».
1543- Abdullah İbnu Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir gün Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın arkasında bulunuyordum. Bana şöyle dedi: Oğlum, sana birkaç kelime öğreteceğim. Allah'ı koru ki, O da seni korusun. Allah'ı koru ki, O'nu önünde bulacaksın. İsteyeceksen Allah'tan iste. Yardım dileyeceksen Allah'tan dile. Bil ki, bütün ümmet sana fayda vermek için bir araya gelseler, Allah'ın senin için yazdığından başka bir fayda sağlayamazlar. Sana zarar vermek için bir araya gelseler, Allah'ın senin için yazdığından başka bir zarar veremezler. Kalemler kaldırılmış, sahifeler kurumuştur. ».
1545 - Cabir bin Abdullah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Bir kul, kaderin hayrına da şerrine de iman etmedikçe, başına gelenin kendisine isabet etmeyeceğini, isabet etmeyen şeyin de başına gelmeyeceğini bilmedikçe gerçek imana ulaşamaz. ».
1623- Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den (s.a.v.) rivayetle: Müslümanın başına ne gelirse yorgunluktan [1] Hiçbir acı da yok [2] Endişe yok, üzüntü yok, zarar yok, keder yok [3] Hatta kendisine bir diken batsa bile, Allah onun günahlarının bir kısmına kefaret eder. ».
1628- Enes bin Malik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Allah bir kuluna iyilik dilerse, cezasını dünyada hemen verir. Allah bir kuluna kötülük dilerse, kıyamet günü cezasını tam olarak verinceye kadar günahını ondan esirger. ».
1635 - Suheyb bin Sinan'dan rivayet edildiğine göre, Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Müminin hali ne kadar da şaşırtıcı! Gerçekten de onun hali çok hayırlıdır. Bu durum, müminden başkası için geçerli değildir. Kendisine bir iyilik dokunursa şükreder, bu da kendisi için hayırlıdır. Başına bir kötülük dokunursa sabreder, bu da kendisi için hayırlıdır. ».
[1] tükenmişlik
[2] Hastalık
[3] Üzüntü: kederden daha şiddetlidir
1824 - Bureyde el-Eslemi'nin (r.a.) rivayetine göre, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) rivayetine göre, o şöyle buyurmuştur: Hakimler üç kısımdır: Biri cennette, ikisi cehennemde. Cennetteki ise, hakkı bilip ona göre hüküm veren kişidir. Hakkı bilip de adaletsiz davranan kişidir, bu yüzden cehennemdedir. Cahiliye döneminde insanlar adına hüküm veren kişidir, bu yüzden cehennemdedir. ».
1825 - Amr İbnu'l-Âs'tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, o, Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu işitmiştir: Bir hâkim bir hüküm verir, çabalar ve doğru sonuca ulaşırsa iki sevap kazanır. Bir hüküm verir, çabalar ve yanlış sonuca ulaşırsa bir sevap kazanır. ».
1859 - Safvan bin Süleym'den, o da Resûlullah'ın (s.a.v.) ashabından bir grup oğuldan, o da babalarından, o da Resûlullah'tan (s.a.v.) rivayetle şöyle buyurmuştur: Kim bir ahdine zulmeder, yahut onun hakkını eksiltir, yahut ona taşıyabileceğinden fazla yük yükler, yahut rızası olmadan ondan bir şey alırsa, kıyamet günü ben onun hasmı olurum. ».
1861 - Abdurrahman ibn Ebî Bekre'den rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Ebû Bekre, Sicistan'da bulunan oğluna şöyle yazdı: "Öfkeli olduğun halde iki kişi arasında hükmetme. Zira ben Peygamber'in (s.a.v.) şöyle buyurduğunu duydum: Hiçbir hâkim öfkeli iken iki kişi arasında hüküm vermesin. ».
1862- Ali b. Ebî Tâlib (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Allah Resulü (s.a.v.) bana şöyle buyurdu: Eğer iki kişi bir davada karşınıza çıkarsa, birincisinin ne söylediğini duymadan, birincisi hakkında hüküm vermeyin. Çünkü siz nasıl hüküm vereceğinizi bileceksiniz. ».
1876- Hz. Aişe'nin (r.a.) rivayetine göre, Kureyşliler hırsızlık yapan Mahzumlu kadın hakkında endişeliydiler. "Resûlullah (s.a.v.) ile bu kadın hakkında kim konuşabilir?" diye sordular. "Resûlullah (s.a.v.)'in sevgilisi Usame bin Zeyd'den başka kim buna cesaret edebilir?" diye sordular. Bunun üzerine Usame onunla konuştu. Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Allah'ın bir sınırında şefaat mi ediyorsun? Sonra ayağa kalkıp hutbe okudu ve şöyle dedi: Sizden öncekiler, içlerinden şerefli biri hırsızlık yaptığında onu serbest bırakmaları, zayıf biri hırsızlık yaptığında ise ona gereken cezayı vermeleri sebebiyle helak oldular. Allah'a yemin ederim ki, Muhammed'in kızı Fatıma da hırsızlık yapsaydı, elini keserdim. ».
1879 - İmran bin Hüseyin (ra)'den rivayet edildiğine göre, Cüheyne kabilesinden bir kadın hamile olduğu halde Resulullah (sav)'a geldi. [1] Zinadan dolayı: "Ey Allah'ın Peygamberi, ben had cezası işledim, bana had cezasını uygula." dedi. Bunun üzerine Allah'ın Peygamberi (s.a.v.) velisini çağırarak: Ona iyilik edin ve doğurduğu zaman onu bana getirin. Öyle de yaptı. Sonra Allah Resulü (s.a.v.) ona bunu yapmasını emretti ve kadın şüpheye düştü. [2] Elbisesinin üzerine namaz kıldırdı, sonra da recmedilmesini emretti ve üzerine namaz kıldırdı. Ömer ona: "Ey Allah'ın Peygamberi, zina etmişken onun üzerine mi namaz kıldın?" dedi. Ömer: Öyle bir tövbe etti ki, Medine halkından yetmiş kişiye taksim edilse hepsine yeterdi. Allah yolunda kendini feda etmesinden daha üstün bir tövbe buldunuz mu? ».
[1] Hamile: hamile
[2] Şukkat: Taşlama sırasında özel bölgelerinin açığa çıkmaması için bağlanıp sıkıştırılan
1927 - Enes bin Malik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Resûlullah (s.a.v.) büyük günahları zikretti veya kendisine büyük günahlar soruldu mu? Bunun üzerine şöyle buyurdu: Şirk, cana kıymak, ana-babaya isyan etmek Dedi ki: Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi? Yalan söz -yahut da dedi ki- yalancı şahitlik. ».
1947 - Ebû Ümâme'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kim bir Müslümanın hakkını yemin ederek gasbederse, Allah ona cehennemi haram kılmış, cenneti de haram kılmıştır. Bir adam ona: “Ey Allah’ın Resulü, önemsiz bir şey de olsa?” diye sordu. O da: Ve Arak'ın bir dalı [1] ».
1952 - Abdullah bin Mesud'dan (r.a.) rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den (s.a.v.) rivayetle: Doğruluk iyiliğe, iyilik de cennete götürür. İnsan, doğruyu söyleyene kadar doğruyu söylemeye devam edebilir. Yalancılık ahlaksızlığa, ahlaksızlık da cehennem ateşine götürür. İnsan, Allah katında yalancı olarak yazılana kadar yalan söylemeye devam edebilir. ».
1953 - Esma binti Yezid (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Yalan söylemek ancak üç durumda caizdir: Bir erkeğin karısını memnun etmek için onunla konuşması, savaşta yalan söylemesi ve insanları barıştırmak için yalan söylemesi. ».
[1] Arak: Kürdan yapımında kullanılan ağaç anlamına gelen Arak'ın çoğulu.
1963 - Ebû Ümâme ve Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) ashabından başkalarından rivayetle, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'den rivayetle: Müslüman bir erkek, bir Müslüman erkeği azat ederse, bu onun ateşten fidyesi olur; onun her uzvu, bir uzvuna yeter. Müslüman bir erkek, iki Müslüman kadını azat ederse, bu onun ateşten fidyesi olur; onların her uzvu, onun bir uzvuna yeter. Müslüman bir kadın, bir Müslüman kadını azat ederse, bu onun ateşten fidyesi olur. Onun her uzvu, diğer uzvuna yeter. ».
1966 - Amr İbnu Abbasa (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Allah Resulü'nün (s.a.v.) şöyle buyurduğunu işittim: Kim bir mümin köleyi azad ederse, bu onun ateşten kurtuluş fidyesi olur. ».
1967 - Enes bin Malik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kim iki kız çocuğunu buluğ çağına gelinceye kadar büyütürse, kıyamet günü o ve ben bir araya geleceğiz. Parmaklarını birleştirdi.
1994 - Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den (s.a.v.) rivayetle: Yedi büyük yıkıcı günahtan kaçının [1] Dediler ki: Ey Allah'ın Resulü, bunlar nedir? O şöyle buyurdu: Allah'a ortak koşmak, sihir yapmak, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaş günü kaçmak, habersiz iffetli ve mümin kadınlara iftira atmak. ».
1996 - Enes bin Malik'ten (r.a.) rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den (s.a.v.) rivayetle: Büyük günahların en büyükleri şunlardır: Allah'a ortak koşmak, cana kıymak, ana-babaya isyan etmek ve yalan konuşmak. Veya şöyle dedi: Ve yalancı şahitlik ».
[1] El-Mubikat: Yıkıcı günahlar
2019 - Abdullah İbn Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Mümin, haram kan dökmediği sürece dininde her zaman huzur içinde olur. ».
2020 - Berâ İbnu Âzib (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Dünyanın yok olması, Allah katında bir müminin haksız yere öldürülmesinden daha kolaydır. ».
2023 - Ebû Saîd el-Hudrî ve Ebû Hureyre'den, Resûlullah (s.a.v.)'den rivayetle: Eğer gök ve yer ehli bir müminin kanına ortak olsalardı, Allah hepsini ateşe atardı. ».
2028 - Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in ashabından bir adamdan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kim ehl-i misak'tan bir adamı öldürürse cennetin kokusunu asla duyamaz. Halbuki cennetin kokusu yetmiş yıllık mesafeden duyulur. ».
2035 - Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kim demir bir silahla kendini öldürürse, demir silahı elindedir ve bıçaklanmaktadır. [1] O, cehennem ateşinde ebedî olarak kalacaktır. Kim zehir içip intihar ederse, onu yudum yudum içecek. [2] Cehennem ateşinde ebedî kalacaktır. Kim de bir dağdan kendini atıp intihar ederse, o da cehennem ateşine atılmış olacaktır ve orada ebedî kalacaktır. ».
[1] bıçaklamak
[2] Yudumluyor: İçiyor ve yutuyor
2038 - Abdullah İbn Ömer'den (r.a.) rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den (s.a.v.) rivayetle: Zulüm, kıyamet günü karanlıktır ».
2041- Enes bin Malik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kardeşin zalim de olsa, mazlum da olsa ona destek ol. Bir adam: Ey Allah'ın Resulü, eğer o mazlumsa ben ona yardım ederim, peki ya zalim ise, ona nasıl yardım edebilirim? dedi. Adam: Onu haksızlığa uğramaktan alıkoy veya engelle; zira bu onun zaferidir. ».
2045 - Enes bin Malik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Her hain kıyamet günü kendisine bir bayrak asılacak ve onunla tanınacaktır. ».
2046- Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Kıyamet günü hain için bir sancak dikilir ve: Bu, filan oğlu filan kişinin ihanetidir, denir. ».
2117 - Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Güçlü adam güreşen değil, öfkelendiğinde kendini kontrol edebilen adamdır. ».
2118 - Muaz İbnu Enes radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Kim öfkesini, gücü yettiği halde yutarsa, Allah Teala kıyamet günü onu bütün mahlûkatın huzuruna çağırır. Böylece Allah, ona hurilerden dilediğini seçme imkânı verir. ».
2120- Enes İbnu Malik radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Birbirinize kin beslemeyin, birbirinizi kıskanmayın, birbirinize sırt çevirmeyin. [1]Ey Allah'ın kulları, kardeş olun. Bir Müslümanın, kardeşini üç geceden fazla terk etmesi helal olmaz. ».
[1] Kardeşine sırtını dön
2127- Abdullah İbn Mesud (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.)'den rivayet edildiğine göre, O şöyle buyurmuştur: Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez. Bir adam şöyle dedi: “Bir adam, elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasını ister.” O şöyle dedi: Allah güzeldir ve güzelliği sever. Kibir: küstahlık. [1] Gerçek ve adaletsizlik [2] insanlar ».
[1] Batar: Hakikate karşı kibirli olmak ve onu kabul etmemek
[2] Gamat: aşağılama ve küçümseme
2142- Enes bin Malik'ten (r.a.) rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den (s.a.v.) rivayetle: Kolaylaştırın, zorlaştırmayın, müjdeleyin, korkutmayın. ».
2147- Hz. Aişe (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Yahudiler Peygamber (s.a.v.)'e gelerek: "Ölüm senin üzerine olsun." dediler. Hz. Aişe (r.a.) de: "Senin üzerine olsun, Allah sana lanet etsin ve Allah sana gazap etsin." dedi. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: Sakin ol Aişe. Nazik ol, şiddetten ve müstehcenlikten kaçın. Dedi ki: Ne dediklerini duymadın mı?! Dedi ki: Sözümü duymadın mı? Ben onlara cevap verdim. Benim onlar hakkındaki duam kabul olur, fakat onların benim hakkımdaki duaları kabul olmaz. ».
2148- Hz. Aişe'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Ey Aişe! Allah yumuşak huyludur, yumuşak huyluluğu sever. Sertlikle vermediği ve başka hiçbir şeyle vermediği şeyleri yumuşaklıkla verir. ».
2150 - Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu işittim: Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin; buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin. Bu, imanın en zayıf derecesidir. ».
2155 - Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Birinci cemrede bir adam Resûlullah (s.a.v.)'e geldi ve: "Ey Allah'ın Resûlü, hangi cihad daha faziletlidir?" diye sordu. Adam sustu. İkinci cemreyi görünce sordu, adam sustu. Akabe Cemresine taşları attığında, binmek için ayağını kazığa koydu ve şöyle dedi: Soruyu soran nerede? Dedi ki: Ben, ey Allah'ın Resulü! Dedi ki: Bir zalimin huzurunda bir hakikat sözü ».
2156- Temim ed-Dari'nin rivayetine göre Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Din bir nasihattir Biz dedik ki: Kimin için? Dedi ki: Allah'a, Kitabına, Resulüne, Müslümanların imamlarına ve onların ümmetine ».
2157 - Enes bin Malik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu işittim: Allah buyurdu ki: Ey Ademoğlu, eğer sen Bana dua eder ve Bana güvenirsen, içindekini bağışlarım ve aldırmam. Ey Ademoğlu, eğer günahların göğün bulutlarına ulaşsa ve sonra da benden af dilesen, seni bağışlarım ve aldırmam. Ey Ademoğlu, eğer bana bir şey yaklaştırsan, [1] Yeryüzü günahlarla doludur, sonra sen Bana hiçbir şeyi ortak koşmadan gelirsin. Ben de sana hemen yanında mağfiretle gelirim. ».
2158 - Ebû Zer el-Gıfârî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Allah Teala buyuruyor ki: "Kim bir iyilik getirirse, ona onun on katı, hatta daha fazlası vardır. Kim bir kötülük getirirse, ona onun kadar kötülüğün cezası vardır veya onu affederim. Kim bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. Kim bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kim bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak varırım. Kim de bana dünya kadar günahla gelir ve bana hiçbir şeyi ortak koşmaz ise, ben onu o kadar mağfiretle karşılarım." ».
2160 - Abdullah bin Mesud (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Günahından tövbe eden, günahı olmayan kimse gibidir ».
2161- Enes bin Malik radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Adem'in her oğlu günahkârdır. Günahkârların en hayırlısı ise tövbe edenlerdir. ».
2162- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den rivayetle: Günahlarınız göğe varıncaya kadar günah işleseniz, sonra da tövbe etseniz, tövbenizi kabul eder. ».
2165 - Ebû Musa el-Eş’arî’den (r.a.) ve Peygamber’den (s.a.v.) rivayetle: Şüphesiz Allah, gündüzün günahkârına tövbe etmesi için geceleyin elini uzatır; gecenin günahkârına tövbe etmesi için de gündüzün elini uzatır, ta ki güneş battığı yerden doğuncaya kadar. ».
2176 - Katade'den, Ebu's-Sıddık'tan, Ebu Said el-Hudri'den rivayetle; Allah'ın Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Sizden önce gelenler arasında doksan dokuz kişiyi öldüren bir adam vardı. Yeryüzünün en bilgini kimdir diye sordu. Bir rahibin yanına gitti ve "Doksan dokuz kişiyi öldürdü. Tövbesi var mı?" diye sordu. Rahip "Hayır." dedi. Adam onu öldürerek yüz kişiyi tamamladı. Sonra yeryüzünün en bilgini kimdir diye sordu. Bir alimin yanına gitti ve "Yüz kişiyi öldürdü; tövbe etmesi mümkün mü?" diye sordu. Adam "Evet, peki onunla tövbe arasında kim durabilir? Şuraya git, çünkü orada Allah'a ibadet edenler var. Onlarla birlikte Allah'a ibadet et ve bir daha kendi ülkene dönme, çünkü orası kötü bir ülkedir." dedi. Böylece yola koyuldu, yolun yarısına geldiğinde ölüm gelip çattı. Bunun üzerine rahmet melekleri ve azap melekleri onun hakkında tartıştılar. Rahmet melekleri, "Tövbe ederek geldi ve kalbini Allah'a çevirdi." dediler. Azap melekleri, "O hiçbir iyilik yapmadı." dediler. Sonra onlara insan biçiminde bir melek geldi ve onu aralarına koydular. Melek, "İki yerin arasını ölçün; hangisi daha yakınsa o onundur." dedi. Onu ölçtüler ve istediği yere daha yakın olduğunu gördüler. Sonra rahmet melekleri onu yakaladılar. Katade dedi ki: Hasan dedi ki: Bize, ölüm kendisine gelince göğsünü çektiği anlatıldı.
[1] Neredeyse: neredeyse dolu
2182- Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Allah sizin dış görünüşünüze veya servetinize bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar. ».
2187 - Enes bin Malik (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gelip kendisini taşımasını istedi. Yanında taşıyacak bir şey bulamayınca, başka bir adama yönlendirdi. Adam Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gelip durumu bildirdi. Adam şöyle dedi: İyiliğe yönelten, onu yapan gibidir. ».
2211- Ebû Musa el-Eş'arî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Bir adam Peygamber (s.a.v.)'e gelerek: "Bir adam gayretinden dolayı savaşır, bir adam cesaretinden dolayı savaşır, bir adam da gösteriş için savaşır. Bunlardan hangisi Allah yolundadır?" diye sordu. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kim Allah'ın kelimesinin yücelmesi için savaşırsa, o Allah yolunda savaşmış olur. ».
2222- Abdullah İbn Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle buyurduğunu işittim: İki göz vardır ki, onlara ateş dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz ve Allah yolunda nöbet tutarak geceleyen göz. ».
2283 - Ebû'd-Derdâ (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Ben Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu işittim: Terazide güzel ahlaktan daha ağır basan hiçbir şey yoktur. Nitekim güzel ahlak sahibi olan kimse, oruç tutan ve namaz kılan kimse gibi olur. ».
2284- Ebû'd-Derdâ'dan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kıyamet günü müminin terazisinde güzel ahlaktan daha ağır basan bir şey yoktur. Şüphesiz Allah, çirkin ve çirkin olan her şeyi sevmez. ».
2285 - Cabir İbn Abdullah'tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kıyamet günü bana en sevgili olanınız ve mecliste bana en yakın olanınız, ahlâkı en güzel olanlarınızdır. Kıyamet günü bana en buğzedeniniz ve mecliste benden en uzak olanınız ise, gevezeler, övünenler ve böbürlenenlerdir. Dediler ki: Ey Allah'ın Resulü, biz o gevezeleri biliriz. [1]ve övünen [2]Peki, kimdir o kibirliler? Dedi ki: Kibirli ».
2286 - Mesruk'tan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Abdullah bin Amr'ın yanında oturuyorduk, bize anlatıyordu. O şöyle dedi: Allah Resulü (s.a.v.) ne çirkin söz söylerdi, ne de müstehcen. O şöyle derdi: Sizin en hayırlılarınız, en güzel ahlaka sahip olanlarınızdır. ».
2288 - Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: İman bakımından müminlerin en mükemmeli, ahlâkı en güzel olanıdır. ».
2289 - Ebû Zer el-Gıfârî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu: Nerede olursan ol Allah'tan kork ve kötülüğün ardından onu yok eden bir iyilik yap. İnsanlara karşı da güzel ahlakla davran. ».
[1] Gevezeler: Konuşkanlar
[2] Kibirliler: İnsanlara kaba davranan ve onlarla kötü konuşan kişilerdir.
2291- Cabir bin Abdullah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurdu: Allah'tan faydalı ilim isteyin, fayda vermeyen ilimden Allah'a sığının. ».
2292- Ebû Ümâme radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e iki adam anıldı; biri âbid, diğeri âlimdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Âlimin âbide üstünlüğü, benim sizin en aşağı olanınıza olan üstünlüğüm gibidir. Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurdu: Şüphesiz Allah, melekleri, gök ve yer ehli, hatta yuvasındaki karınca ve balıklar bile, insanlara iyiliği öğreten kimseye salat ederler. ».
2295 - Kesir İbn Kays'tan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Şam mescidinde Ebu'd-Derdâ ile oturuyordum. Bir adam yanına geldi ve şöyle dedi: Ey Ebu'd-Derdâ! Resûlullah (s.a.v.)'in şehrinden sana geldim. Resûlullah (s.a.v.)'den rivayet ettiğini duyduğum bir hadis için geldim. Herhangi bir ihtiyaç için gelmedim. Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu duydum: Kim ilim öğrenmek için bir yola girerse, Allah ona cennete giden yolu kolaylaştırır. Melekler, ilim öğrenen kişiye hoşnutlukla kanatlarını açarlar. Göklerdeki ve yerdeki herkes, hatta denizdeki balıklar bile âlimin günahlarını bağışlamasını isterler. Âlimin âbid üzerindeki üstünlüğü, dolunayın diğer tüm yıldızlar üzerindeki üstünlüğü gibidir. Âlimler peygamberlerin varisleridir ve peygamberler ne dinar ne de dirhem bırakmışlardır. Onlar ilim bırakmışlardır; bu yüzden kim ilim öğrenirse, bol bir pay almış olur. ».
2297 - Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kim ilim tahsil etmek için bir yola girerse, Allah ona cennete giden yolu kolaylaştırır. ».
2308 - Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Kim hidayete çağırırsa, kendisine uyanların sevabı kadar sevap kazanır, onların sevabından hiçbir şey eksilmez. Kim de sapıklığa çağırırsa, kendisine uyanların günahı kadar günah yüklenir, onların günahlarından hiçbir şey eksilmez. ».
2319 - Ubeydullah İbnu Muhsin el-Hatmi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: Sizden kim sürüsünün içinde güvende olursa, [1]...vücudu sağlıklı ve günlük rızkını almışsa, sanki kendisine lütufta bulunulmuş gibidir. [2] Dünya onun ».
2325 - Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Sizden aşağıda olanlara bakın, sizden yukarıda olanlara bakmayın. Çünkü böylece horlanmanız daha az olasıdır. [3] Allah'ın lütfu üzerinize olsun ».
2326 - Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayetle, Resûlullah (s.a.v.)'den rivayetle: Sizden biri kendisinden daha çok mal ve şöhret verilen birine bakarsa, kendisinden daha aşağı olana baksın. ».
[1] Sürüsü: kendisi
[2] Toplandı: toplandı
[3] hor görmek: hor görmek
2329 - Mücahid'in rivayetine göre, Abdullah İbn Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) omuzlarımdan tuttu ve şöyle buyurdu: Bu dünyada sanki bir garip veya yoldan geçen bir yolcu gibi ol. İbn Ömer şöyle derdi: “Yattığında sabahı bekleme, uyandığında da akşamı bekleme. Sağlığından hastalığını, hayatından da ölümünü al.”
2330 - Sehl İbnu Sa'd (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Bir adam Peygamber (s.a.v.)'e gelerek: Ey Allah'ın Resulü! Bana öyle bir amel göster ki, onu yaparsam Allah beni sever, insanlar da beni sever, dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Dünyayı terk et ki Allah seni sevsin. İnsanların elindekini terk et ki onlar seni sevsin. ».
2331 - Enes bin Malik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Her dinin bir ahlakı vardır, İslam ahlakı da hayadır. ».
2332- Abdullah İbn Mesud (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: İnsanların öğrendiği ilk peygamberlik sözlerinden biri de şudur: Eğer utanmıyorsanız, istediğinizi yapın. ».
2334 - İyaz İbn Himar (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Allah bana şöyle vahyetti: Mütevazı ol, kimse kimseye karşı haddi aşmasın, kimse kimseyle övünmesin. ».
2337 - Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Ey Ebu Hureyre: Takvalı ol ki, insanların en takvalısı olasın. Kanaatkâr ol ki, insanların en şükredeni olasın. Kendin için sevdiğini insanlar için de sev ki, mümin olasın. Komşularına iyilik yap ki, Müslüman olasın. Az gül, çünkü çok gülmek kalbi öldürür. ».
2343 - Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Allah yaratmayı takdir ettiğinde, Arş'ın üstünde, kendi katında bulunan kitabına şöyle yazdı: "Şüphesiz ki rahmetim gazabıma galip geldi." ».
2347 - Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu işittim: Allah, rahmeti yüz parçaya ayırmıştır. Doksan dokuz parçasını kendi katında tutmuş, bir parçasını da yeryüzüne indirmiştir. O parçadan, yaratıklar birbirlerine merhamet gösterirler; öyle ki, bir kısrak yavrusuna zarar verme korkusuyla toynağını ondan çeker. ».
2351 - Abdullah İbnu Amr'ın (r.a.) rivayetine göre, Allah ikisinden de razı olsun, bunu Peygamber (s.a.v.)'e ulaştırmıştır: Merhametlilere, Rahman olan Allah merhamet eder. Yeryüzündekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin. ».
2352- Cerir İbnu Abdullah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez. ».
Ebeveynlere saygı göstermek ve akrabalık bağlarını sürdürmek
2359 - Abdullah İbnu Amr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gelerek cihada çıkmak için izin istedi. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dedi: Anne ve babanız hayatta mı? Dedi ki: Evet. Dedi ki: Öyleyse onlarda gayret et. ».
2368 - Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu işittim: Kim rızkının genişletilmesinden ve ömrünün uzatılmasından hoşnut olursa, [1] Onun bir izi var [2]O halde aile bağlarını korusun. ».
[1] Ertelendi
[2] Etkisi: dönemi
2370 - Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Cebrail bana komşum hakkında sürekli tavsiyelerde bulunuyordu, ta ki onu mirasçı yapacakmış gibi zannettim. ».
2371- Ebû Şureyh el-Huzâî'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse komşusuna iyilik etsin. Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse misafirine ikram etsin. Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse ya hayır söylesin ya da sussun. ».
2372 - Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den (s.a.v.) rivayetle: Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse komşusuna eziyet etmesin. ».
2375 - Enes bin Malik'ten (r.a.) rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den (s.a.v.) rivayetle: Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, bir kul kendisi için sevdiğini komşusu için de sevmedikçe veya kardeşi için de sevmedikçe gerçek imana sahip olamaz. ».
2380 - Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Komşusunu kötülüklerinden emin kılmayan kimse cennete giremez. ».
2386 - Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Bir adam yolda yürürken, yolda bir diken dalı buldu ve onu oradan kaldırdı. Allah ona teşekkür etti ve onu affetti. ».
2388 - Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den (s.a.v.) rivayetle: Yolda insanlara zarar veren bir ağaç dalı vardı, bir adam onu çıkardı ve cennete girdi. ».
2787 - Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Allah Teala buyuruyor ki: Kulum Bana kavuşmayı severse, ben de ona kavuşmayı severim. Eğer Bana kavuşmaktan hoşlanmazsa, ben de ona kavuşmaktan hoşlanmam. ».
2793 - Enes bin Malik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Ölen kişiyi üç kişi takip eder: ikisi geri döner, biri onunla kalır. Ailesi, serveti ve amelleri onu takip eder. Ailesi ve serveti geri döner, ama amelleri kalır. ».
2794 - Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: İnsan ölünce, üç şey hariç ameli kesilir: Sadaka-i cariye, faydalı ilim veya kendisine dua eden salih evlat. ».